Son yıllarda, dünya genelinde birçok ülkeyi etkileyen ticaret savaşları, özellikle ABD’yi yakından ilgilendiriyor. Eski Başkan Donald Trump’ın yürüttüğü ticaret politikaları, başlangıçta pek çok seçmen tarafından desteklense de, son anket sonuçları bu desteğin ciddi oranlarda azaldığını gösteriyor. Ticaret savaşının ekonomik sonuçları ve Trump’ın politikaları, ulusal ve uluslararası düzeyde tartışmalara sebep olurken, Biden yönetiminin stratejileriyle de kıyaslanmaya başlandı.
Ticaret savaşları, mallar üzerindeki gümrük vergilerinin artması ve kaynakların dengesiz dağılımına neden olabilir. Trump yönetimi, birkaç ülkeye karşı yüksek vergiler getirerek, yerli üretimi teşvik etmeyi ve dış ticaret açığını kapatmayı hedeflemişti. Ancak, bu önlemler zamanla bazı sektörlerde beklenmedik olumsuz sonuçlar doğurmaya başladı. Özellikle tarım ve otomotiv sanayileri, bu dikte edilen stratejilerden olumsuz etkilenerek büyük kayıplara uğradı. Tarım üreticileri, Çin’den gelen karşılık gümrük vergileri nedeniyle büyük piyasa kayıpları yaşarken, otomotiv sektörü de ham madde fiyatlarının artışından fazlasıyla nasibini aldı.
Yapılan anketler, Amerikalıların ticaret politikalarından duyduğu memnuniyetsizliği gözler önüne seriyor. Anket sonuçlarına göre, Trump’ın destekçileri arasında ticaret politikasını destekleyenlerin oranı, geçtiğimiz yılın verilerine göre önemli bir oranda düşmüş durumda. Bu durum, Trump’ın çiftçi ve işçi sınıfı üzerindeki etkisinin azaldığını gösteriyor. Trump yönetimi döneminde uygulanan politikaların, özellikle sınırlama ve kısıtlamalardan ziyade serbest ticaretin faydalarını gözetip gözden geçirmesi gerektiği düşüncesi, kamuoyunda giderek daha fazla yankı buluyor.
Donald Trump’ın başkanlık döneminde izlediği politikaların, ABD’nin uluslararası ilişkilerini nasıl etkilediği ise ayrı bir tartışma konusu. Ticaret savaşlarının özellikle Çin ile olan ilişkileri gerginleştirmesinin yanı sıra, müttefik ülkelerle olan bağların zayıflamasına da sebep olduğu görülüyor. Trump yönetiminde ABD, diğer ülkelerle yaptığı ticaret anlaşmalarında daha katı ve kısıtlayıcı bir yaklaşım sergilemişti. Bu yaklaşımdan vazgeçilmediği taktirde, Biden yönetiminin uluslararası diplomasi alanında büyük zorluklarla karşılaşacağı açık.
Son günlerde yapılan anketler, Trump’ın özellikle Cumhuriyetçi tabanı içinde bile, ticaret savaşlarının sonuçları ve getirdiği sorunlar konusundaki düşüşü net bir şekilde gözler önüne seriyor. Çiftçilerin ve sanayicilerin, Trump’ın politikalarına karşı olan duyarsızlığı bu verilerle açığa çıkıyor. Bu durum, Trump’ın 2024 seçimlerinde yeniden aday olmaya karar vermesi halinde karşılaşabileceği engellerin büyüklüğünü gösteriyor. Dolayısıyla, ticaret savaşlarının getirdiği ekonomik komplikasyonlar ve toplum üzerindeki etkileri, politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerekliliğini doğurmakta.
Bununla birlikte, Trump’a olan desteğin azalması yalnızca ekonomik etmenlerle sınırlı değil. Sosyal medya ve haber kaynakları tarafından yapılan güncel analizler, Trump’ın öngörülen politikalarını desteklemeyen seçmenlerin, özellikle gençler arasında daha fazla yaygınlaştığını gösteriyor. Genç nesil, gelecekteki yaratıcı iş fırsatlarına ve serbest ticaret anlayışına yönelim gösterecek bir kitle oluşturmaya başladı. Bu durum, hem Trump’ın hem de onun politikalarının gelecekte nasıl bir yankı bulacağı konusunda belirleyici olabilir.
Peki, Trump’ın yeniden ortaya çıkışı, bu düşüşe kurban mı olacak? Anket sonuçları, Trump’ın destekçilerini yeniden mobilize etmek için nasıl bir strateji izleyeceği konusunda soru işaretleri doğuruyor. Ticaret politikalarının yanı sıra, toplumda yarattığı etkiler ve sosyal sorunlara yönelik duyarlılığı, Trump için kritik bir nokta teşkil etmelidir. Aksi taktirde, öngörülen kayıplar ve değişim dalgaları, Trump’ın siyasi kariyerini tehlikeye atacak.”
Sonuç olarak, ticaret savaşı ve ABD’deki siyasi dinamikler, hem ekonomik hem de sosyal çerçevede oldukça büyük etkilere sahip olduğunu gösteriyor. Ticaret savaşının хalk nezdindeki yankıları, bugün olduğu gibi gelecek seçimlerde de etkili olacaktır.