İstanbul, son günlerde hem doğal felaketler hem de insani trajedilerle sarsılıyor. Deprem korkusuyla evlerini terk eden vatandaşlar, beklenmedik bir tehlikeyle karşılaştı. 14 yaşındaki bir çocuk, İstanbul’un kalabalık bir semtinde maganda kurşunuyla vuruldu. Deprem sonrası yaşanan bu olay, hem aileyi hem de mahalleyi derin bir üzüntüye boğdu. Çocuk, şu anda hastanede yaşam savaşı veriyor. Bu üzücü olay, sadece bireysel bir trajedi değil, aynı zamanda toplumda artan silah huzursuzluğunun da bir yansıması.
İstanbul’un Bağcılar ilçesinde, deprem korkusuyla evlerinden çıkan insanlar, kendilerini sokağa atmışken 14 yaşındaki Mehmet, arkadaşlarıyla birlikte oyun oynuyordu. O sırada, birçok vatandaşın sokaklarda panik içinde arandığı bu ortamda, birden patlayan bir silah sesi duyuldu. Yere düşen Mehmet, tüm insanların gözleri önünde acı içinde kıvrandı. Olay, bölgedeki bir magandanın, dikkatsizce ateş açması sonucu gerçekleşti. Sokakta yürüyenlerin büyük bir kısmı dehşet içerisinde neye uğradığını şaşırdı. Kolayca bir kurbanın olduğunu görebilmek, insanları derinden sarstı.
Hemen çevredekilerin yardımıyla hastaneye kaldırılan Mehmet'in durumu, ilk saatlerde oldukça kritik oldu. Doktorlar, merminin vücudunun neresine isabet ettiğine bağlı olarak cerrahi müdahaleler gerçekleştirdi. Yeniden hayata tutunmak için muhakkak cerrahi bir müdaheleye ihtiyacı olduğu belirtiliyor. Bununla birlikte, haberin yayılmasıyla birlikte mahalledeki sakinler, bu tür olayların son bulması için protestolar düzenlemeye karar verdi.
Olay, sosyal medyada hızla yayıldı ve hashtagler üzerinden #MehmetİçinAdalet kampanyası başlatıldı. Genç yaşta gerçekleşen bir silahlı saldırının toplumda nasıl bir travma yarattığı, pek çok kişi tarafından gündeme getirildi. Aile, bu tür olayların son bulması adına yetkililere çağrıda bulunarak, maganda kurşunlarından etkilenen çocukların sadece fiziksel yaralarla değil, ruhsal yaralarla da mücadele ettiğini ifade etti. Aile bireyleri, Mehmet’in birinci önceliğinin sağlık durumu olduğunu, fakat toplumda bu tür olumsuz olaylar karşısında yaşanan kayıpların da dikkate alınması gerektiğinin altını çiziyor.
Gazeteciler, aileyle yaptıkları röportajlarda, hayatın bu kadar kısa olmasının neden bu kadar çok tedirgin edici olayları barındırdığını sordu. Aile üyeleri ise, düşmanlık ve çözümsüzlüğün büyümesinin önüne geçilmesi gerektiğini belirtti. Çocukların güvenliği ve huzurlu bir yaşam sürmelerinin sağlanması için toplumun harekete geçmesi gerektiği dile getirildi.
Bu trajik olay, olmak zorunda olan bir acı gerçeği gözler önüne seriyor: silahların sokaklarda serbestçe dolaşması ve insanların hayatlarını tehdit etmesi, yalnızca bireyleri değil, tüm toplumu etkiliyor. Sağlık kurumları da bu tür olayların önlenmesi adına daha etkin eğitimler ve farkındalık kampanyaları düzenlenmesi gerektiğini vurguluyor. Mehmet'in yaşadığı acı, belki de bu tür trajedilerin son bulması için toplumda bir uyanış yaratabilir.
Sonuç itibarıyla, Mehmet’in şimdi hastanede verdiği yaşam mücadelesinin yanı sıra, deprem sonrası yaşanan bu şok edici olay, İstanbul'un daha sağlıklı ve güvenli bir yer haline gelmesi için hep birlikte mücadele edilmesi gereken bir noktayı işaret ediyor. Vicdanları yaralayan bu trajedi, sadece bireylerin değil, toplumun her kesiminin sorunu. Umarız ki, Mehmet en kısa sürede sağlığına kavuşur ve bu tür olaylar bir daha yaşanmaz.